Zirve
New member
Avustralya'nın İngiltere'den Bağımsızlık Süreci
Avustralya, tarihi boyunca İngiltere'nin bir sömürgesi olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak zamanla bu durum değişmiş ve Avustralya, İngiltere'den bağımsızlık kazanmıştır. Bu süreç, birçok farklı tarihsel olay ve anlaşma ile şekillenmiştir. Avustralya'nın İngiltere'den bağımsızlık kazanmasının belirli bir tarihsel noktası olsa da, bu süreç uzun yıllara yayılan bir gelişim sürecidir. Bu makalede, Avustralya'nın İngiltere'den bağımsızlık kazanma sürecini, tarihsel arka planını ve bu süreçteki önemli dönüm noktalarını inceleyeceğiz.
Avustralya'nın Koloni Dönemi
Avustralya, 18. yüzyılın sonlarında İngiltere'nin cezai koloni olarak kullanılmak üzere kurduğu bir yerleşim bölgesiydi. 1788 yılında, James Cook'un keşiflerinden sonra, İngiltere, Avustralya'nın doğusunda yer alan New South Wales bölgesine ilk yerleşimcileri gönderdi. Bu yerleşim, İngiltere'nin nüfus fazlasını cezalandırmak ve aynı zamanda okyanus aşırı bölgelere hakimiyet kurmak için bir strateji olarak görülüyordu.
Avustralya, başlangıçta İngiltere'nin cezai koloni olarak varlığını sürdürse de, zamanla tarım, madencilik ve diğer sanayi kollarında gelişim göstermeye başladı. İngiltere, Avustralya'daki sömürgeleri üzerinde ekonomik kontrol sağlamaya devam ederken, yerli halklarla olan ilişkiler de gerilimli bir hal aldı.
Federasyon ve Avustralya'nın Bağımsızlık Yolu
Avustralya'nın İngiltere'den bağımsızlık yolundaki ilk önemli adımlar, 1901 yılında atıldı. Bu yıl, Avustralya'nın yedi farklı kolonisi bir araya gelerek Avustralya Federasyonu'nu kurdu. Bu federasyon, Avustralya'da merkezi bir hükümetin kurulmasını sağladı ve her koloninin kendi yerel yönetimlerine sahip olmasına rağmen, federal bir anayasa ile birleşmelerine olanak tanıdı.
Avustralya, federasyon kurulduğunda bağımsız bir devlet olmasa da, kendi iç işlerinde oldukça fazla otonomiye sahipti. Ancak dış politika ve askeri meselelerde hâlâ İngiltere'nin denetimi altındaydılar. Bu durum, Avustralya'nın tam anlamıyla bağımsız bir devlet olma yolundaki engellerden biriydi.
I. Dünya Savaşı ve Avustralya'nın Ulusal Kimliği
I. Dünya Savaşı, Avustralya için bir dönüm noktasıydı. Avustralya, İngiltere'nin yanında savaşa katıldı ve bu süreç, Avustralya'nın ulusal kimliğini pekiştiren önemli bir rol oynadı. Binlerce Avustralyalı, savaş sırasında hayatını kaybetti ve bu durum, ülke halkının İngiltere ile olan bağlarını yeniden gözden geçirmesine yol açtı.
Savaş sonrasında Avustralya, daha fazla bağımsızlık talep etmeye başladı. Bu süreçte, Avustralya'nın kendi iç işlerinde daha fazla kontrol sahibi olması ve İngiltere'nin dış politikada etkisinin azalması için çağrılar yapılmaya başlandı. 1919'da imzalanan Versailles Antlaşması'nda Avustralya, ilk kez bağımsız bir devlet olarak yer aldı ve uluslararası alanda sesini duyurmuş oldu.
Statü ve Balfour Bildirgesi (1926)
1926'da gerçekleştirilen İngiltere-Avustralya ilişkilerindeki önemli gelişmelerden biri de Balfour Bildirgesi'dir. Bu belge, Avustralya'nın, Kanada, Yeni Zelanda ve Güney Afrika ile birlikte, İngiltere'nin Dominyonları olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Balfour Bildirgesi, Avustralya'nın dış ilişkilerde bağımsızlık kazandığını ve kendi kararlarını verebilecek kapasiteye ulaştığını belirtmiştir.
Ancak, bu bildirgeye rağmen, Avustralya hâlâ İngiltere'nin anayasal etkisi altında kaldı. Hükümetin kararlarında İngiltere'nin onayı gerekliydi ve Avustralya, tam anlamıyla bağımsız bir devlet olarak kabul edilmedi.
Avustralya'nın Tam Bağımsızlığı: 1931 ve 1942'deki Dönüm Noktaları
1931'de, İngiltere tarafından kabul edilen Statute of Westminster, Avustralya'ya önemli bir anayasal değişiklik getirdi. Bu yasayla, İngiltere'nin Avustralya üzerindeki yasama ve yürütme gücü büyük ölçüde sona erdi. Statü, Avustralya'nın kendi yasalarını oluşturmasına ve kendi iç işlerinde bağımsız olmasına olanak tanıdı. Bununla birlikte, Avustralya hâlâ İngiltere Kraliyet Ailesi'ni devlet başkanı olarak kabul ediyordu ve bu durum, tamamen bağımsız olma yolundaki son engel olarak kalıyordu.
1942'de, II. Dünya Savaşı sırasında, Avustralya, İngiltere'den bağımsızlık yönünde önemli bir adım attı. Japonya'nın Pasifik'teki saldırılarına karşı mücadele eden Avustralya, bu dönemde Amerika Birleşik Devletleri'yle yakın ilişkiler kurdu. Bu, Avustralya'nın dış politikasında İngiltere'ye olan bağımlılığını azaltmaya yönelik büyük bir adımdı.
Avustralya'nın Tam Bağımsızlığına Ulaşması: 1986'da Son Nokta
Avustralya'nın İngiltere'den tam anlamıyla bağımsızlık kazanması, 1986 yılında gerçekleşen Avustralya Yasası ile mümkün oldu. Bu yasa, Avustralya'nın Anayasası üzerinde son bir düzenleme yaptı ve Avustralya'nın yasama gücünün tamamen bağımsız olmasını sağladı. Avustralya Yasası ile birlikte, Avustralya'da İngiltere'nin parlamentosunun herhangi bir yasa üzerinde etki yapma yetkisi sona erdi.
Bu yasayla, Avustralya, İngiltere'ye olan anayasal bağlarını sonlandırarak, bağımsız bir devlet olarak uluslararası alanda tam anlamıyla yerini aldı. Kraliçe Elizabeth, Avustralya'nın başkanı olmaya devam etti, ancak bu rol sembolik bir hale geldi. Avustralya, kendi devlet başkanını seçme hakkına sahipti.
Avustralya'nın Bugünkü Durumu ve Bağımsızlık
Bugün Avustralya, bağımsız bir federal cumhuriyettir ve dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olarak kabul edilmektedir. İngiltere ile olan ilişkileri hala dostane bir şekilde devam etse de, Avustralya tam anlamıyla bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmektedir.
Avustralya'nın İngiltere'den tam bağımsızlık kazanma süreci, birkaç aşamalı bir geçiş dönemi olarak şekillenmiştir. Federasyonun kurulmasından, I. Dünya Savaşı ve Balfour Bildirgesi'ne kadar birçok tarihsel olay, Avustralya'nın bağımsızlık yolunda önemli adımlar atmasını sağlamıştır. Nihayetinde 1986'da Avustralya Yasası ile bağımsızlık süreci tamamlanmış ve Avustralya, kendi yasalarını ve dış politikasını tamamen belirleme gücüne sahip olmuştur.
Avustralya'nın Bağımsızlık Süreciyle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
1. Avustralya ne zaman tam anlamıyla bağımsız oldu?
Avustralya, 1986 yılında kabul edilen Avustralya Yasası ile tam bağımsızlığını kazanmıştır. Bu yasa ile İngiltere'nin Avustralya üzerindeki anayasal yetkileri sona ermiştir.
2. Avustralya Federasyonu ne zaman kuruldu?
Avustralya Federasyonu, 1 Ocak 1901'de kuruldu. Yedi koloni bir araya gelerek Avustralya'yı bir federal devlet olarak oluşturdu.
3. Balfour Bildirgesi'nin Avustralya'nın bağımsızlığına etkisi ne olmuştur?
1926 yılında kabul edilen Balfour Bildirgesi, Avustralya'nın İngiltere'nin Dominyonlarından biri olarak kabul edilmesini sağlamış, ancak tam bağımsızlık için önemli bir adım olmamıştır.
4. Avustralya I. Dünya Savaşı'na katıldığında hangi amaçlarla savaşa girmiştir?
Avustralya, I. Dünya Savaşı'na İngiltere'nin yanında savaşmak için katıldı. Savaş, Avustralya'nın ulusal kimliğinin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır.
5. Avustralya Kraliçe'yi hâlâ devlet başkanı olarak kabul ediyor mu?
Avustralya, Kraliçe Elizabeth'i sembolik olarak devlet başkanı olarak kabul etmeye devam etmiştir. Ancak, Kraliçe'nin rolü yalnızca törenle ilgilidir ve Avustralya'nın iç işlerinde hiçbir etkisi yoktur.
Avustralya, tarihi boyunca İngiltere'nin bir sömürgesi olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak zamanla bu durum değişmiş ve Avustralya, İngiltere'den bağımsızlık kazanmıştır. Bu süreç, birçok farklı tarihsel olay ve anlaşma ile şekillenmiştir. Avustralya'nın İngiltere'den bağımsızlık kazanmasının belirli bir tarihsel noktası olsa da, bu süreç uzun yıllara yayılan bir gelişim sürecidir. Bu makalede, Avustralya'nın İngiltere'den bağımsızlık kazanma sürecini, tarihsel arka planını ve bu süreçteki önemli dönüm noktalarını inceleyeceğiz.
Avustralya'nın Koloni Dönemi
Avustralya, 18. yüzyılın sonlarında İngiltere'nin cezai koloni olarak kullanılmak üzere kurduğu bir yerleşim bölgesiydi. 1788 yılında, James Cook'un keşiflerinden sonra, İngiltere, Avustralya'nın doğusunda yer alan New South Wales bölgesine ilk yerleşimcileri gönderdi. Bu yerleşim, İngiltere'nin nüfus fazlasını cezalandırmak ve aynı zamanda okyanus aşırı bölgelere hakimiyet kurmak için bir strateji olarak görülüyordu.
Avustralya, başlangıçta İngiltere'nin cezai koloni olarak varlığını sürdürse de, zamanla tarım, madencilik ve diğer sanayi kollarında gelişim göstermeye başladı. İngiltere, Avustralya'daki sömürgeleri üzerinde ekonomik kontrol sağlamaya devam ederken, yerli halklarla olan ilişkiler de gerilimli bir hal aldı.
Federasyon ve Avustralya'nın Bağımsızlık Yolu
Avustralya'nın İngiltere'den bağımsızlık yolundaki ilk önemli adımlar, 1901 yılında atıldı. Bu yıl, Avustralya'nın yedi farklı kolonisi bir araya gelerek Avustralya Federasyonu'nu kurdu. Bu federasyon, Avustralya'da merkezi bir hükümetin kurulmasını sağladı ve her koloninin kendi yerel yönetimlerine sahip olmasına rağmen, federal bir anayasa ile birleşmelerine olanak tanıdı.
Avustralya, federasyon kurulduğunda bağımsız bir devlet olmasa da, kendi iç işlerinde oldukça fazla otonomiye sahipti. Ancak dış politika ve askeri meselelerde hâlâ İngiltere'nin denetimi altındaydılar. Bu durum, Avustralya'nın tam anlamıyla bağımsız bir devlet olma yolundaki engellerden biriydi.
I. Dünya Savaşı ve Avustralya'nın Ulusal Kimliği
I. Dünya Savaşı, Avustralya için bir dönüm noktasıydı. Avustralya, İngiltere'nin yanında savaşa katıldı ve bu süreç, Avustralya'nın ulusal kimliğini pekiştiren önemli bir rol oynadı. Binlerce Avustralyalı, savaş sırasında hayatını kaybetti ve bu durum, ülke halkının İngiltere ile olan bağlarını yeniden gözden geçirmesine yol açtı.
Savaş sonrasında Avustralya, daha fazla bağımsızlık talep etmeye başladı. Bu süreçte, Avustralya'nın kendi iç işlerinde daha fazla kontrol sahibi olması ve İngiltere'nin dış politikada etkisinin azalması için çağrılar yapılmaya başlandı. 1919'da imzalanan Versailles Antlaşması'nda Avustralya, ilk kez bağımsız bir devlet olarak yer aldı ve uluslararası alanda sesini duyurmuş oldu.
Statü ve Balfour Bildirgesi (1926)
1926'da gerçekleştirilen İngiltere-Avustralya ilişkilerindeki önemli gelişmelerden biri de Balfour Bildirgesi'dir. Bu belge, Avustralya'nın, Kanada, Yeni Zelanda ve Güney Afrika ile birlikte, İngiltere'nin Dominyonları olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Balfour Bildirgesi, Avustralya'nın dış ilişkilerde bağımsızlık kazandığını ve kendi kararlarını verebilecek kapasiteye ulaştığını belirtmiştir.
Ancak, bu bildirgeye rağmen, Avustralya hâlâ İngiltere'nin anayasal etkisi altında kaldı. Hükümetin kararlarında İngiltere'nin onayı gerekliydi ve Avustralya, tam anlamıyla bağımsız bir devlet olarak kabul edilmedi.
Avustralya'nın Tam Bağımsızlığı: 1931 ve 1942'deki Dönüm Noktaları
1931'de, İngiltere tarafından kabul edilen Statute of Westminster, Avustralya'ya önemli bir anayasal değişiklik getirdi. Bu yasayla, İngiltere'nin Avustralya üzerindeki yasama ve yürütme gücü büyük ölçüde sona erdi. Statü, Avustralya'nın kendi yasalarını oluşturmasına ve kendi iç işlerinde bağımsız olmasına olanak tanıdı. Bununla birlikte, Avustralya hâlâ İngiltere Kraliyet Ailesi'ni devlet başkanı olarak kabul ediyordu ve bu durum, tamamen bağımsız olma yolundaki son engel olarak kalıyordu.
1942'de, II. Dünya Savaşı sırasında, Avustralya, İngiltere'den bağımsızlık yönünde önemli bir adım attı. Japonya'nın Pasifik'teki saldırılarına karşı mücadele eden Avustralya, bu dönemde Amerika Birleşik Devletleri'yle yakın ilişkiler kurdu. Bu, Avustralya'nın dış politikasında İngiltere'ye olan bağımlılığını azaltmaya yönelik büyük bir adımdı.
Avustralya'nın Tam Bağımsızlığına Ulaşması: 1986'da Son Nokta
Avustralya'nın İngiltere'den tam anlamıyla bağımsızlık kazanması, 1986 yılında gerçekleşen Avustralya Yasası ile mümkün oldu. Bu yasa, Avustralya'nın Anayasası üzerinde son bir düzenleme yaptı ve Avustralya'nın yasama gücünün tamamen bağımsız olmasını sağladı. Avustralya Yasası ile birlikte, Avustralya'da İngiltere'nin parlamentosunun herhangi bir yasa üzerinde etki yapma yetkisi sona erdi.
Bu yasayla, Avustralya, İngiltere'ye olan anayasal bağlarını sonlandırarak, bağımsız bir devlet olarak uluslararası alanda tam anlamıyla yerini aldı. Kraliçe Elizabeth, Avustralya'nın başkanı olmaya devam etti, ancak bu rol sembolik bir hale geldi. Avustralya, kendi devlet başkanını seçme hakkına sahipti.
Avustralya'nın Bugünkü Durumu ve Bağımsızlık
Bugün Avustralya, bağımsız bir federal cumhuriyettir ve dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olarak kabul edilmektedir. İngiltere ile olan ilişkileri hala dostane bir şekilde devam etse de, Avustralya tam anlamıyla bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmektedir.
Avustralya'nın İngiltere'den tam bağımsızlık kazanma süreci, birkaç aşamalı bir geçiş dönemi olarak şekillenmiştir. Federasyonun kurulmasından, I. Dünya Savaşı ve Balfour Bildirgesi'ne kadar birçok tarihsel olay, Avustralya'nın bağımsızlık yolunda önemli adımlar atmasını sağlamıştır. Nihayetinde 1986'da Avustralya Yasası ile bağımsızlık süreci tamamlanmış ve Avustralya, kendi yasalarını ve dış politikasını tamamen belirleme gücüne sahip olmuştur.
Avustralya'nın Bağımsızlık Süreciyle İlgili Sıkça Sorulan Sorular
1. Avustralya ne zaman tam anlamıyla bağımsız oldu?
Avustralya, 1986 yılında kabul edilen Avustralya Yasası ile tam bağımsızlığını kazanmıştır. Bu yasa ile İngiltere'nin Avustralya üzerindeki anayasal yetkileri sona ermiştir.
2. Avustralya Federasyonu ne zaman kuruldu?
Avustralya Federasyonu, 1 Ocak 1901'de kuruldu. Yedi koloni bir araya gelerek Avustralya'yı bir federal devlet olarak oluşturdu.
3. Balfour Bildirgesi'nin Avustralya'nın bağımsızlığına etkisi ne olmuştur?
1926 yılında kabul edilen Balfour Bildirgesi, Avustralya'nın İngiltere'nin Dominyonlarından biri olarak kabul edilmesini sağlamış, ancak tam bağımsızlık için önemli bir adım olmamıştır.
4. Avustralya I. Dünya Savaşı'na katıldığında hangi amaçlarla savaşa girmiştir?
Avustralya, I. Dünya Savaşı'na İngiltere'nin yanında savaşmak için katıldı. Savaş, Avustralya'nın ulusal kimliğinin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır.
5. Avustralya Kraliçe'yi hâlâ devlet başkanı olarak kabul ediyor mu?
Avustralya, Kraliçe Elizabeth'i sembolik olarak devlet başkanı olarak kabul etmeye devam etmiştir. Ancak, Kraliçe'nin rolü yalnızca törenle ilgilidir ve Avustralya'nın iç işlerinde hiçbir etkisi yoktur.